BARAN TURSUN ADALET AKADEMİSİ ---
Uluslararası insan hakları çerçevesine uyumlu faaliyet gösterecek Baran Tursun Adalete Erişim Akademisi, bundan sonra da Avrupa Birliği fonlarıyla finanse edilecektir.
http://www.baransav.com/?pnum=703&pt=Stratejik+Plan+belirleme+%C3%A7al%C4%B1%C5%9Ftay%C4%B1
Er Selman Pınar 29.04.2012 günü Batman'da polis tarafından gözaltına alındıktan sonra ölü bulundu
Polis cinayeti no: 111, kurban: Hacı Zengin, Yer:İstanbul ///// İstanbul’da, polisin attığı biber gazı kapsüllerinin kafasına isabet etmesi sonucu kaldırıldığı Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
Yapılan araştırmada Kamile Özbek’i öldürenin Fatih Yurdakonar adında görevli polis memuru olduğu ortaya çıktı. Kadının evinin tapusunu üstüne geçiren, bankadaki paralarını da alan 19 yıllık polis Fatih Yurdakonar tutuklandı
15 Şubat günü merkez Bağlar İlçesi E Tipi Cezaevi üst köşesinde polis panzerinden sıkılan tazyikli su ile yere düşüp başını kaldırıma çarpan ve beyin kanaması geçiren 75 yaşındaki Ayşe Al, yaşamını yitirdi. 15 Şubat'tan bu yana Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tedavi gören Al'ın sabah saatlerinde yaşamını yitirdiği öğrenildi.
Mahir Zorbey, 04.03.2012 günü, Aydın'da polis tarafından öldürüldü. Cinayete tepki gösteren Zorbey'in dedesi İbrahim Demirkaya, "Torunum, bilerek kasıtlı olarak vurulmuştur. Eğer polis düştüğünde tabanca ateşlenmişse, kurşun yere yakın seyrederdi. Nasıl olur da, kurşun 1 metre 75 santimetre sekip başına isabet eder. Hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. Devamı oku..
ANKARA / 10.11.2011: Altındağ’da görevli polis memuru Veli Akpan, önce evinde eşi Yasemin Akman'ı ve kayınvalidesi Hacer Ağlayan'ı, daha sonra görev yaptığı birimdeki amiri Ali Sapan'ı tabancayla vurdu. Polis memurunun eşi ve amiri hayatını kaybederken, kayınvalidesi yaralı olarak hastaneye kaldırıldı
ANKARA / 10.11.2011: Altındağ’da görevli polis memuru Veli Akpan, önce evinde eşi Yasemin Akpan'ı ve kayınvalidesi Hacer Ağlayan'ı, daha sonra görev yaptığı birimdeki amiri Ali Sapan'ı tabancayla vurdu. Polis memurunun eşi ve amiri hayatını kaybederken, kayınvalidesi yaralı olarak hastaneye kaldırıldı
Yeşim Çelik: Polisin 103. Kurbanı. KÜTAHYA Dumlupınar Üniversitesi öğrencisi Yeşim Çelik (23) 20 Şubat 2011’de yeni tanıştığı İstanbul Bağcılar’da görevli polis Salih Kaya tarafından vurularak öldürüldü. Polise göre Yeşim intihar etmişti, ama yapılan incelemede polis tarafından öldürüldüğü kesinleşti |
17 yaşında ki Çağdaş Gemik, Antalya’da bir arkadaşıyla bisikletiyle gezerlerken, gündüz vakti polisin dur ihtrına uymaığı gerekçesiyle açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. |
Halil İbrahim Oruç: polisin silahından çıkan kurşunla ölen; silahın polis, failinin ise belirlenemeyen polisin sorumlu olduğu 95. Ölüm olayıdır. Halil İbrahim Oruç, polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti. |
KAZIM ŞEKER: Bismil'de polis kurşunu ile öldürülen lise öğrencisi Halil İbrahim Oruç'un katillerinin bulunması talebiyle bir yürüyüş yapıldı. Polis yapılan yürüyüşe orantısız güç kullanarak saldırıya başladı. Atılan gaz bombalarından etkilenen Kazım Şeker (60) isimli yurttaş yaşamını yitirdi.
|
M.Şirin Çiftçi: 2007 yılı PVSK’dan sonra failin polis olduğu 100. Ölüm olayı; Diyarbakır'ın merkez Sur İlçesi Cemal Yılmaz Mahallesi'nde, polisler, Mehmet Şirin Çiftçi (20) adlı yurttaşı kapısının önünde ateş ederek öldürdü. Dosya oku..
|
|
Doğan Teyboğa: 2007 yılında yürürlüğe giren PVSK’dan sonra polisin sorumlu olduğu 99. Ölüm olayı; Şırnak’ın Silopi İlçesi'ndeki gösteriye müdahale eden polisin kullandığı gaz bombası Doğan Teyboğa'nın ölümüne neden oldu. Devamı oku..
|
VOLKAN POLAT: 6 Nisan 2006 günü Polat, arabası ile gitmekteyken, Sivil araçla Polat’ı kovalayan polisler arkadan ateş ederek aracın lastiklerini patlatmış, ardından yanına geldikleri Polat’ı göğsünden vurarak öldürmüşlerdi. |
Enver Turan:15 yaşında ki Enver Turan kolluğun orantısız güç kullanması sonucu hayatını kaybetti. 23 Şubat 2010'da Hakkâri’de çıkan olaylarda, bir uzman çavuşun açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden Enver Turan’ın (15) davası Hakkari’den Yozgat’a alındı. |
ÇİĞDEM ŞAHİN: Gaziantep'ten İzmir'e geldi ve İzmir'de çevik Kuvvet'te görevli polis Anıl .K.G. ile görüştü, daha sonra görüştüğü polisin silahıyla şakağından vurulmuş halde bulundu. |
ÖZGE KEYİKÇİ: 17 Ekim 2009 günü, Kütahya'nın Çavdarhisar ilçesinde bir köy düğününde polis memurunun tabancasının ateş alması sonucu Özge Keyikçi hayatını kaybetti. |
|
Erol Postacı, 27.07.2010 Günü, Bakırköy İstanbul Caddesi’ndeki Tacirler Menkul Değerler A.Ş.’yi önceki gün silahıyla basan E. polis memuru Vedat Gemalmaz, zarar ettiğini öne sürerek sorumlu tuttuğu şube müdürü 49 yaşındaki Erol Postacı ve 29 yaşındaki Sebire Yaman’a kurşun yağdırdı. |
HÜSEYİN TURGUT: Yalova’da Fatih Caddesi’nde park yeri nedeniyle çıkan tartışmada Hüseyin Turgut, polis memuru Gökmen Erkmen'in silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti.
MUSTAFA USLU: Alkollü olduğu ileri sürülen Mustafa Uslu, Turhal’da otomobiliyle giderken trafik kontrolü yapan polisler ‘Dur’ ihtarında bulundu. ‘Dur’ ihtarına uymadığı belirtilen Uslu polisin arkadan açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti.
CEMAL YALIN: 5 Ağustos 2010 günü, PKK'nın şehit ettiği bildirilen askerin, polis kurşunuyla vurulduğu ortaya çıktı. Antalya'lı Er Cemal Yalın, polis merkezine doğru yürüken polisler tarafından öldürüldü.
FEYZULLAH ETE: 22.Kasım.2007 tarihinde, Avcılar'da bir parkta otururken polis memuru Ali Mutlu tarafından göğsüne bir tekme vuruldu, göğsüne aldığı bu tekme sonucu hayatını kaybetti. |
İBRAHİM ÖZKAYMAK: 28.08.2009 günü polis memurunun "uyarı ateşi" ateşi sonucu göğsüne isabet eden mermi sonucu hayatnı kaybetti. İbrahim Özkaymak, 2007 yılında yürülüğe giren PVSK'dan sonra polisn sorumlu olduğu 80. ölüm olayıdır. |
Baran Tursun Vakfı ve Mazlumder, Ankara'da polis tarafından öldürülen Cem Aygün için ortak basın açıklaması yaptılar
ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
CEM AYGÜN’Ü ÖLDÜREN POLİS GÖREVİNE DEVAM EDİYOR!
17 Mayıs 2013 /Ankara: PSVK ve polis kurşunuyla hayatına son verilen Cem Aygün’ün ölümünden 7 ay sonra başlayan davanın ikinci duruşmasında sanık polis hakkında tutuksuz yargılanma kararı alındı. Silahsız ve hiçbir surette kendisine saldırmayan, kimlik bilgileri kayıtlı bir gencin hayatına kast eden polis, dava başından beri görevine devam ediyor ve elini kolunu sallayarak dışarıda dolaşıyor.
Avukatların dava sürecindeki tüm taleplerine karşın savcılık ne etkin bir soruşturma yürütüyor, ne doğru düzgün keşif çalışması yapıyor ne de olaya karışan polis hakkında silahına el koyma ve görevinden uzaklaştırılma talebinde bulunuyor. Polisler olayın gerçekleştiği andan itibaren 5 saat boyunca olay mahallinde delilleri karartıyor, tanıklar buluyor tutanak tutuyor ve kendi aralarında söz birliği yaparak savcıya ortak ifade veriyorlar.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, avukatların talepleri doğrultusunda davaya bakan ilk savcı değiştiriliyor fakat ikinci savcı da polisler ile iddianame üzerine tartışarak davadaki boşlukları dolduruyor. İddianame, polisin tutanaklarına ve fezlekelere dayandığından sonucu baştan belli bir şekilde, adil bir yargılama da mümkün olmuyor.
Polis büyük bir rahatlıkla, PVSK’nın kendisine verdiği yetkiye dayanarak "’Dur!’ ihtarında bulundum ve havaya ateş açtım. Kovalarken ayağım kaydı düştüm, silah kendiliğinden patladı.” şeklinde savunma yapıp maddi gerçekleri değiştirirken “olay tamamen iradem ve kastım dışındadır şeklinde" diye devam ederek yüzlerce benzer davadaki ortak ifadeler ile beraat talebinde bulunuyor.
Polisin mesai arkadaşı onlarca çevik kuvvet polisi, maktül yakınlarını, avukatları, iddia makamını ve mahkeme heyetini psikolojik baskı altına alma ihtimalini hiçe sayarak salonu işgal ediyor. Ve sanık polis, cinayeti olduğu gibi anlatan tanığa -tanığın iddiasıyla sabit olmak üzere- kafa işaretiyle "seninle görüşürüz" şeklinde ima yollu tehditte bulunabiliyor.
Polisi koruyan yasalar ve polisin pervasızlığı karşısında yargının yaptığı tek şey ise, göstermelik bir mahkeme heyeti kurmak, gerekli teamülleri uygulamak ve polisi aklarken, öldürülen şahsı, yakınlarının, adaletin ve kamuoyu vicdanının önünde bir kez daha ve bir kez daha öldürmek.
Cem Aygün, PVSK, polisin yetki aşımı, orantısız güç ve silah kullanımı ile hayatına kastedilen ne ilk ne de son kurban. Yargılanan polisler yalnızca tetiğe basan bir el. Silahı onların eline verip, namlıya kurşunları süren ise siyasi iradenin kötüye kullanıma açık yasalar ile polise keyfi yetkiler tanıması; yürütmenin ve kolluk kuvvetlerinin de bu yetkiyi yaşam hakkını hiçe sayan bir şekilde kullanması. Tüm bunlara baktığımızda, karşımızda yukarıdan aşağıya doğru işleyen ve sıradan vatandaşın her seferinde mağdur edildiği komplike bir mekanizma olduğunu görmek pek zor olmasa gerek.
MAZLUMDER ve BARAN TURSUN VAKFI olarak, “Dikkat Polis Geliyor!” kampanyası çerçevesinde yaptığımız, PVSK’nın değiştirilmesi ve polisin silah kullanma yetkisinin sınırlandırılması çağrımızı yineliyor; silah kullanımından kaynaklı yaralama ve öldürmeden suçlanan tüm polislerin, soruşturmanın her aşamasında uluslararası insan haklarına uygun, kamuoyunu tatmin edecek bir şekilde adil ve şeffaf olarak yargılanmalarını talep ediyoruz. 17 Mayıs 2013 /Ankara
MAZLUMDER BARAN TURSUN VAKFI
Genel Merkezi Genel Merkezi
Tuncay Cüzdan-Antakya
A.Rahman Sözen-İzmir
Ahmet Çakır-İzmir
Mehmet Tursun-Baransav
Aytekin Arnavutoğlu-İst
Çağdaş Gemik - Antalya
Feyzullah Ete-İstanbul
Soner Cankal-Ankara
Çağdaş Gemik Antalya
Yasin Kırbaş-iST
Emrah Gezer-Ankara
24.11.2012 günü Uşak'ta polis memurları ile vatandaşlar arasında çıkan arbedede polisin silahından çıkan kurşunla başından vurularak öldürüldü. 28 yaşındaki Kenan Kapısız 4 çocuk babasıydı. Devamı oku...
Ahmet Cömert:2009 KOCAELİ'nin Darıca İlçesi'nde gözaltına alınan 23 yaşındaki Ahmet Cömert, polis merkezinin nezarethanesinde ölü bulundu. Baba Durmuş Cömert, oğlunun intihar edecek biri olmadığını söyledi. |
|
Murat Konuş: 7 Ocak 2010 tarihinde gözaltına alınan Murat Konuş'un, bir süre sonra rahatsızlanarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca hazırlanan otopsi raporunda Konuş'un “künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması” sonucu öldüğünün bildirildiği anlatılıyor. |
|
Ahmet AKBAŞ: 01.08.2009 günü Esenler polis karakolunda ölü bulundu. Ahmat Akbaş'ın yakını Ergin Akbaş: "Olayın üzerinde uzun zaman geçmesine rağmen savcı olay yerine geç geldi. Doktorlar gelmemiş müdahale etmemişler" iddiasında bulundu.
|
WİLLEM TYAS /1 Ekim 2011 günü Antalya'nın Manavgat ilçesinde çevreye verdiği rahatsızlık nedeniyle şikayet üzerine ifadesi alınmak için polis merkezine getirildikten sonra ölüm olayı meydana geldi. Fenalaştığı iddia edilen 64 yaşındaki İngiliz Willem Tyas hayatını kaybetti. |
|
AHMET LAÇİN: Tornacı 23 yaşında ki Ahmet Laçin 12 Ekim 2008 günü Bağcılar’da gözaltına alındı ve Bağcılar polis karakoluna götürüldü. Akrabaları, Ahmetin dövüldüğünü ve kaldırıldığı hastanede öldüğünü idda ettiler.
|
RESUL İLÇİN: 22/10/2009 günü Şırnak'ın İdil İlçesi'nde polisler tarafından götürüldüğü karakolda yaşamını yitiren 52 yaşındaki Resul İlçin'in yapılan otopsisinde kafasında ve vücudunun çeşitli yerlerinde darp izi olduğu ortaya çıktı.
|
ÖZCAN KURTULUŞ: İzmir Şirinyer polis karakolunda ölü bulundu. Polisin kendisini aradığını söyleyen abla Sitem Duyar da: "Kardeşim Özcan Kurtuluş'un avukat görüşme odasında kendini astığını söylüyorlar, kardeşimin avukat görüşme odasında ne aradığı konusunda kimse bize açıklamada bulunmuyor" |
Kimsesiz çocuk:"Polisler bizi döve döve Belgrad Ormanı’na bırakıyorlardı" dedi. Devamla:" Yardıma gelmeselerdi tecavüze uğruyordum...”, “Bakırköy Çocuk Yurdu’nda bir arkadaşımızın makatına sopa soktular...”, “Umut Çocukları Derneği yöneticileri bizim sayemizde zengin oldular...”, “Dernek Başkanı Ferhat Şahin, hepimizi sıraya sokarak, falakadan geçirdi...”, “Polisler bizi ekip arabalarına bindirip döve döve Belgrad Ormanı’na bırakıyorlardı....”Devamı oku..
Hamedu Loufa Sayıd/ MERSİN:2007 yılında yürürlüğe giren PVSK’dan sonra, failin polis olduğu 101. Ölüm olayı. 29.07.2011 tarihinde Mersin'de Yumuk tepe polis karakolunda ölü bulundu. Dosya oku.. |
Cem Aygün-Ankara: Ankara Keçiören İncirli’de 22 yaşındaki Cem Aygün “dur” ihtarına uymadığı iddasıyla polisler tarafından öldürüldü. 1 ay önce cezaevi'nden çıkan gencin ölümüne ilişkin emniyetin aileye verdiği bilgiler ise çelişkilerle dolu. Baba Celal Aygün:"Oğlum Cem Aygün öldürüldükten 8 saat sonra bize haber verildi" dedi 30.08.2012