• https://www.facebook.com/barantursun.v?ref=bookmarks
  • https://twitter.com/BaranTursunVakf

MAZLUMDER -Ali İsmail Korkmaz Basın açıklaması

MAZLUMDER İZMİR ŞUBESİ ESKİŞEHİR'DE ÖLDÜRÜLEN ALİ İSMAİL KORKMAZ CİNAYETİ İÇİN KONAK'TA BASIN AÇIKLAMASI YAPTI

Sivil Toplum örgütlerinin ve polis şiddeti mağduru ailelerin de destek verdiği basın açıklamasını Mazlumder İzmir başkanı Av.Süphan Erkan yaptı

MAZLUMDER İzmir Şubesi, Eskişehir'de Gezi Parkı protestoları sırasında öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın katledilişiyle ilgili, "Bu olay insan hakları, otoriter bürokratik zihniyet ve hukuk devleti konularında bir Türkiye fotoğrafı vermektedir. Umuyoruz ki bu fotoğrafla yüzleşilebilir ve bu fotoğrafın bu ülkenin kirli hafızasından bağımsız olmadığını unutmayız" dedi.

MAZLUMDER İzmir Şubesi, Eskişehir'de Gezi Parkı protestoları sırasında polisler ve bir grup saldırgan tarafından darp edilerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın katledilişiyle ilgili eski Sümerbank önünde basın açıklaması düzenledi. 
Açıklamaya; MAZLUMDER üyelerinin yanı sıra İHD İzmir Şube üyeleri, TİHV, Baran Tursun Vakfı Başkanı Mehmet Tursun ve çok sayıda yurttaş katıldı. "Polis, vatandaş el ele: Ali İsmail Korkmaz'ı 4 vatandaş ve 1 polis birlikte öldürdü" pankartının açıldığı açıklamada, "Yaşam hakkı kutsaldır", "Masum bir insanı öldürmek bütün insanları öldürmek gibidir" dövizleri taşındı.

Grup adına konuşan MAZLUMDER İzmir Şube Başkanı Süphan Erkan, yaşanılan olayla birlikte delil toplama süreçlerinde, bağımsız ve özerk olarak çalışan bir adli kolluk kurumuna ihtiyacın olduğunu belirterek, "Özellikle failin polis olduğu vakalarda, delil karartma ve yok etme yönündeki girişimleri önleme açısından böylesi bir kurumun önemine işaret etmek isteriz. Somut olayda, savcılık tarafından emniyet yerine jandarma kriminale gönderilen silinmiş kamera kayıtlarının kurtarılmış olması, Ali İsmail Korkmaz'ın faillerinin tespitine imkan verebilmiştir" diye konuştu. Korkmaz, cinayetini görmek isteyenler için alelade bir cinayet olmaktan öte, insan hakları ve özgürlük bağlamında, yaşam hakkı gibi evrensel hakları ihlal niteliği taşıdığına işaret eden Erkan, "Bu olay insan hakları, otoriter bürokratik zihniyet ve hukuk devleti konularında bir Türkiye fotoğrafı vermektedir. Umuyoruz ki; bu fotoğrafla yüzleşilebilir ve bu fotoğrafın bu ülkenin kirli hafızasından bağımsız olmadığını unutmayız" dedi.

Ardından konuşan Baran Tursun Vakfı Başkanı Mehmet Tursun ise, mağdur aileler olarak yetkisini PVSK'dan alan polis şiddetinin ve yaşama hakkı ihlallerinin Gezi olaylarının ardından hayatını kaybeden 4 kişiyle sınırlı olmadığını düşündüklerini belirterek, "Yaşam hakkının korunmasında devletin sorumluluğunun tartışılır yanı olmaz. Devletin sorumluluğunun tartışılır duruma gelmesi ise uzun yıllar vatandaşın devletle yaşayacağı bir kavga süreci halini almıştır" diye konuştu.