8 Yaşındaki çocuğa polis dayağı
8 YAŞINDAKİ ÇOCUĞA POLİS DAYAĞI
Uğradığı polis şiddeti nedeniyle bir haftadır hastanede tedavi gören D. Özer'in kafasında, vücudunun çeşitli yerlerinde şişlikler, bağırsakları ve böbreklerinde ise zedelenme meydana geldi. Anne Kamile Özer, oğlunun vücudundaki yara izleri ve morluklar çıkmasın diye oğlunun karakola götürülerek, soğuk suyla yıkandığını söyledi. Anne Özer, polislerin kendisine "Şikayetçi olma oğluna bunu yapan kişiyi Allah'a havale et" ricasında da bulunduğunu ifade etti.
Mersin'in Akdeniz ilçesine bağlı Yenipazar Mahallesi'nde bulunan Siteler Polis Karakolu bahçesindeki çocuk parkında 11 Eylül'de oynayan 8 yaşındaki D.Özer isimli çocuk, ailesinin iddiasına göre, Osman ismindeki bir çevik kuvvet polisi tarafından bütün mahallenin gözü önünde feci şekilde dövüldü. 7 gündür Mersin Kadın ve Çocuk Doğum Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gören D. Özer'in maruz kaldığı polis şiddeti nedeniyle, kafasında şişlik, vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar oluştu. D. Özer, karnına aldığı darbeler nedeniyle bağırsakları ve böbreklerinde zedelenme meydana gelirken, buna bağlı olarak böbreklerinin su toplamaya başladığı belirtildi. Beyin ve iç kanaması şüphesiyle hastanede müşahade altına alınan küçük çocuk, olayın üzerinden yedi gün geçmesine rağmen hala sağlığına kavuşamadı.
Olayla ilgili haber yapmak amacıyla gittiğimiz Mersin Kadın ve Çocuk Doğum Hastalıkları Hastanesi'nin özel güvenlik görevlileri, hastanede görüntü almamızı engelledi. D.Özer'in annesi Kamile Özer, babası Abdulkadir Özer çocukların maruz kaldığı polis şiddetini anlattı.
'Yara izleri çıkmasın' diye karakolda soğuk suyla yıkamışlar!
Çocuğunun maruz kaldığı şiddet olayıyla ilgili konuşan anne Kamile Özer, olayın yaşandığı saatte evde olduğunu, komşularının kendisine "Yetiş polisler senin oğlunu öldürdüler" demesiyle olaydan haberdar olduğunu belirterek, "Polislerin oğlumu döverek, karakola götürdüklerini öğrendim. Karakolun önünde bulunan polislere oğlumu sordum. Polislerin arasındaki biri bana 'Senin oğlunu ben dövdüm' dedi. Ben de ona niçin oğlumu dövdün diye sordum. O da bana, 'Sen oğluna hiç terbiye vermemişsin. Oğlun bana saldırdı' diyerek, cevap verdi" dediğini aktardı. Oğlunun dövüldükten sonra Siteler Polis Karakolu'nun mutfağına götürüldüğünü dile getiren anne Özer, "Karakola gittiğimde polislerin, oğlumun vücudunda şişlikler ve morluklar çıkmasın diye oğlumu çırılçıplak soyarak, üzerine soğuk su döktüğünü gördüm. Ben onlara 'oğlumu öldürdünüz' diyerek tepki gösterdim. Onlarda bana, 'Yenge ne desen haklısın' dedi. Bana 'sen eve git biz senin oğlunu getireceğiz' dediler. Ben bunu kabul etmedim, oğlumun elini tutarak kendime doğru çektim. Polisler beni engelledi. Bunun üzerine ben de karakolun kapısına giderek, 'benim oğlumu bana verin' diyerek bağırmaya başladım. Bunun üzerine polisler oğlumu karakolun kapısına getirip bana gösterdikten sonra, karakolun arka kapısından kaçırarak karakolun başka bir yerine götürdü. Oğlumu uzun beklettik sonra tek başına eve gönderdiler. Oğlum eve geldiği gibi yere düşerek, kusmaya başladı. Oğlumu sağlık ocağına götürdüm. Oğlumu muayene eden doktor bana 'çocuğu öldürmüşler, onu başka bir hastaneye götür' dedi" diye konuştu.
'Oğlum bir kaç gündür can çekişiyordu'
Sağlık Ocağı'nda olduğu sırada karakolda görevli bir polis komiserinin, bir çocuk aracılığıyla haber göndererek, oğlumun karakola gelmesini istediğini dile getiren anne Özer, "Ben de komisere tepki göstererek, oğlumu göndermedim. Bunun üzerine Sağlık Ocağı'na bir sivil polis geldi. Bize polis arabasıyla hastaneye gitmeyi teklif etti. Ben de bunu reddettim. Ardından Mersin Kadın ve Çocuk Doğum Hastalıkları Hastanesi'ne gittim. Hastanede yapılan tetkikler sonucunda, darp nedeniyle oğlumun bağırsakları zedelenmiş, böbrekleri zarar gördüğü için su toplamış. Doktorlar oğlumun iç kanama geçireceği şüphesiyle hastanede müşahadeye aldı. Bir kaç gündür oğlum can çekişiyordu. Oğlumun sağlık durumu şimdi iyiye doğru gidiyor" dedi.
Polis 'arkadaşını dövmesini' istedi
Oğlu ve olaya tanıklık eden komşularının yaşanan olayın ayrıntılarını birebir anlattığını ifade eden anne Özer, oğlunun kendisine polisin kendisinden "arkadaşını dövmesini" istediğini, aksi halde polisin kendisini döveceği tehdidinde bulunduğunu, bu istediği yerine getirmediği için de kendisini yumruklamaya başladığını söylediğini iddia etti. Anne Özer, oğlunun daha sonra darp edilirken, polisin elinden kaçarak evlerinin kapısına geldiğini, fakat onu takip eden polisin evlerinin önünde yakaladığı oğlunu mahallenin gözü önünde boğazından tutup kaldırarak, kafasını defalarca arabanın kaportasına vurduğunu da aktardı. Oğlunun yaşadığı şiddeti "Bundan dolayı oğlumun başının her yeri şişmiş. Doktorlar oğlumun maruz kaldığı bu darbeler nedeniyle kustuğunu beyin kanaması geçirebileceğini söyledi. Polis botuyla oğlumun ayaklarına ve bacaklarına vurduğu için de her yeri morarmış. Oğlumun karnını yumruklayıp ve tekmelediği için bağırsakları ve böbreklerinde zedelenme de var. Böbrekleri su toplamış ve iç kanama tehlikesi var. Olayın üzerinde bir hafta geçmesine rağmen, oğlum hala kusuyor, cinsel organına aldığı darbelerden dolayı idrarını yapamıyor" sözleriyle anlatan anne Özer, oğlunu tedavi eden doktorların kendisine "Verilecek sadakan var, oğlun ölümden dönmüş" dediğini de söyledi.
Polisten 'Oğluna bunu yapanı Allah'a teslim et, öyle bırak' ricası!
Oğlunu hastaneye yatırdıktan sonra polislerin sık sık hastaneye de geldiğini aktaran anne Özer, "Polisler bana, 'Senin oğluna bunu yapanı Allah'a teslim et, öyle bırak' dedi. Ben de onlara olur mu öyle bırak, oğlum ölürse öyle mi bırakacağım' diyerek tepki gösterdim. Başka bir poliste bana 'Şikayetçi olma oğluna bunu yapan kişiyi Allah'a havale et, maddi açıdan ne gerekiyorsa yardım ederiz. Biz komiser ile birlikte evine gelir, sizden özür dileriz' dedi. Ben de onlara evime gelmeyin dedim. Bunun üzerine 'Bize bir çay vermeyecek misin?' dedi, ben de 'herkese var size çay yok. Evime gelmeyin' dedim. Bunu söyledikten sonra polisler yanıma gelmedi. Oğlumun bu durumunu gören herkes 'Kim bunu dövdü, bunu dövenler insan olamaz. Devlet bunu yapmaz' diyor. Devlet yapıyor, polis yapıyor işte. Gelsinler çocuğuma baksınlar, ne yaptıklarını görsünler. Polisler üç defadır oğlumu dövüyor. Ama bu sefer çok kötü dövmüşler. Bir tek benim oğluma da değil, bütün çocuklara aynı şeyi yapıyorlar. Biz çocuklarımızı polisten dayak yemesi için mi büyütüyoruz?" diye sordu.
'Komiser görüntüleri izledikten sonra yüzünün rengi değişti'
Özer'in babası Abdulkadir Özer ise, oğlunu feci bir şekilde döverek hastanelik eden Osman ismindeki bir çevik kuvvet polisinden şikayetçi olmaması için polislerin hastaneye gelerek kendisine telkinlerde bulunduğunu ve sık sık telefonla aradığını söyledi. Baba Özer, olayın basına yansımaması için polislerin kendisini sürekli aradığını da sözlerine ekledi. Olayın ardından Siteler Polis Karakolu'na gittiğini ifade eden baba Özer, "Ben karakoldaki başkomisere 'polisler çocuğumu dövmüş' deyince bana 'haberim yok' dedi. Ben de 'Nasıl haberin yok, çocuğu hastanelik etmişler' dedim. Ondan sonra komiser karakoldaki bir odaya giderek, polisin oğlunu dövdüğü yeri gören kameranın görüntülerine baktı. Geri döndüğünde yüzünün rengi değişmişti. Ardından Mersin İl Emniyet Müdürlüğü'nden üç emniyet amiri geldi. Bana 'Olayla ilgili ne gerekiyorsa yaparız' dedi. Sekiz yaşındaki bir çocuk bu şekilde dövülemez. Oğluma yapılan bir vahşettir" diye kaydetti.
Baba Özer, polisin oğlunu dövdüğü yeri gören kameranın görüntülerinin karakolda bulunduğu belirterek, karakoldaki görüntülerin, kaybettirilmeyip adli mercilere verilmesi durumunda polisin oğluna uyguladığı, "vahşetin" bütün açıklığıyla ortaya çıkacağını söyledi. Oğlunu hastanelik eden polis hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ifade eden baba Özer, oğlunu bu hale getiren polisin cezalandırılması için yasal yollardaki bütün haklarını kullanacağını söyleyerek, "Benim canım yandı kimsenin canı yanmasın" dedi. (diha)
Yorumlar -
Yorum Yaz