POLİS AVUKATININ GÜLÜNÇ SAVUNMASI

Polis pırıl pırıl oğlumu öldürdü ve mahküm oldu, hüküm giydi, 30-40 polisin de şahitlik yaptığı

Bu ortamda söylenen sözlerimin suç unsuru olşturmadığını düşünüyorum.

Sayın Yargıcım,

Bu davanın esasını oluşturan eylem  14.01.2008 tarihinde Kaymakamlık bahçesinde yapmış oluğum basın açıklması ve bu açıklamalarda KALEM KIRMAMDIR.

Müşteki ve avukatları her ne kadar kalem kırma olayını ölüm fermanı olarak anlıyorlarsa da ve algılıyorlarsa da bunun doğru olmadığını ve yanıldıklarını söylemek isterim.

1- Zira bu güne dek müştekilerin anladığı şekilde bir ölüm olayı gerçekleşmemiştir.

Basın yayın organlarında bu manada yazılar çıkınca hemen akabinde tekrar bir basın toplantısı düzenledim ve “Kan davası yok hukuk davası var” şeklinde beyanat verdim, benim bu beyanatım tüm ulusal basında yer aldı. Bunların bir kısmını size sunuyorum (Radikal gazetesi ve Haber 7. Com)  

2- Benim, T.C Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığına sunduğum ve müşteki avukatı tarafından imzalanarak delil olarak mahkemenize sunduğu 7 sayfalık açıklamalrımda da kalem kırmanın “vicdanımızda mahküm etmek” anlamında olduğunu beyan etmişim.

3- Aile meclisi kararında oğlumuzu öldürenin belli olmasından ötürü ve bunu vicdanımızda mahküm ettiğimizden bu konuyu herhangi biri veya kurumla tartışma konusu yapmayacağımızı Karşıyka 1.Ağır ceza mahkemesi E 2007/456 nolu dosyanın 1 nolu celsesinde tutanaklara geçirilmek suretiyle ifade ettim.

4- Suçlu insan kalem kırmayı başka, suçsuz insan başka algılamaktadır, katil olmuş bir insan yanlızca kalem kırmaktan değil bir kapı tıkırtısından bile korkar olduğu bilimsel bir gerçektir.

5- Bülent Girgin’in polisleri toplayıp. “merak etmeyin bu davada bir şey çıkmaz, arkadaşlar ifadelerinizi hazırlıyor” şeklindeki kanunsuzlukları tanık Avukat Alper Bağıran’ın Karşıyka 1.Ağır ceza mahkemesi E 2007/456 nolu dosyasında mevcuttur.

6- Ortada vahim bir olay vardır ve bir cinayet vardır, biricik oğlumuzu canice öldürmüşler ve bu öldürme olayından sonra trafik kazası süsü vermişlerdir.

Oğlumuzun katilini ve ona yataklık eden diğer polislerin hukuksuz marifetlerini ve eylemlerini ortaya çıkartıp mahkemeye sunmak esas görevimizdi, bizler bu görevimizi ifa ederken Karşıyka 1.Ağır ceza mahkemesi E 2007/456 duruşmasında sayın avukatlarımın çapraz sorularıyla polislerin çelişkileri tamamen ortaya çıktı.

Polisler çelişkili ifadeler ve krokiler çizince, Mahkeme başkanı Mehmet Akarca bu çelişkiler için: “ senin arkadaşın krokide belirtiğin yerde olmadığını söyledi, iyi düşün olay anında sen ordamıydın” şeklindeki hukuka aykırı müdahalesi ve sanık lehine olan bu tavrından dolayı, ben izin almadan yerimden kalktım ve: “Ortada bir cinayet var, amacımız bu sanık ve tanıkların çelişkilerini ve yalanlarını ortaya çıkartıp size sunmaktır, neden çelişkileri düzeltiyorsun” dediğimde, başkan Mehmet Akarca. “senin görevin çelişkileri ortaya çıkartmaktır, benimde görevim bu çelişkileri düzeltmektir” dedi.

Mahkeme başkanının bu yanlı tavrı ve hukuka aykırı konuşmasından dolayı, biricik çocukları bir katil tarafından öldürülmüş babanın ruh halini taktirinize sunuyorum.  

7-Bunların Devlet ile olan ilişkilerini kesmek: Bunalrın suçlu olduğu kanıtlamamız durumunda hukuken devletle mesleki ilişkileri kesiliyor. Oğlumuzun katilinin  cezasının kesinleşmesi durumunda devletle ilişkisi kesilecek.

8- Oğlumuzun katilini korumak maksadıyla sahte belge düzenlediler, hiçbir polis sabah evden çıkarken: “haydi bugün sahte belge düzenleyelim” demez. Amirlerinden izinsiz WC ye gidemeyen polis, amirlerinden izinsiz sahte belge düzenlermi?  Amir Bülent Girgindir ve Naci Kuru’dur.

9- 30-40 polis ile davalı davacı olduğumuz bir ortamda aynı polislerin veya ekiplerin tuttukları tutanağı kabul etmiyoruz ve itiraz ediyoruz.

Beraatımı talep ediyorum, gereği bilginize arz ederim.      

Yorumlar