• https://www.facebook.com/barantursun.v?ref=bookmarks
  • https://twitter.com/BaranTursunVakf
BARAN TURSUN VAKFI
VİDEOLAR
Site Haritası
Polis dosyası

122-Merve Erçetin Erzurum



Erzurum Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Ekrem Özdemir yolda kız arkadaşı Merve Erçetin'i Mustafa Gökçe'yle yürürken gördü. Bunun üzerine yanlarına giderek Erçetin'e diz çöktürerek tabancasıyla ensesine ateş ederek genç kızı öldürdü.

121-Hasan Latif Kaplan-İstanbul


121-Hasan Latif Kaplan:20.09.2012 günü İstanbul Bağcılar'da eşine şiddeten gözaltına alınan 35 yaşındaki Hasan Latif Kaplan, götürüldüğü Bağcılar Asayiş böro amirliğinde, avukat görşme odasında asılı bulunudu. Baba Mustafa Kaplan:"Oğlum intihar etmedi, karakolun içinde öldürüldü" dedi 

D U Y U R U

Sabire Yaman / İstanbul

Erol Postacı /İstanbul

Baran Tursun / İzmir
İ.Halil Çoban / Ş.Urfa

Murat Konuş / İstanbul

Mehmet Uytum / Cizre

Şerzan Kurt / Muğla
Ceylan Önkol / Lice

Serkan Cedik / Bursa

Adnan Karakaş / Adana

Ahmet Sargın / Sakarya

Yahya Mnekşe / Şırnak

Özge Keyikçi / Kütahya

Uğur Kaymaz / K.Tepe

Aydın Erdem / D.Bakır

Enes Ata / D.Bakır

Çağdaş Gemik / Antalya

BARAN TURSUN DOSYASI

MAKALELER



 


  

 

 

 

Baran Tursun Adalet Akademisi

BARAN TURSUN ADALET AKADEMİSİ ---  

Uluslararası insan hakları çerçevesine uyumlu faaliyet gösterecek Baran Tursun Adalete Erişim Akademisi, bundan sonra da Avrupa Birliği fonlarıyla finanse edilecektir.

http://www.baransav.com/?pnum=703&pt=Stratejik+Plan+belirleme+%C3%A7al%C4%B1%C5%9Ftay%C4%B1


 

112 Er Selman Pınar-Batman


Er Selman Pınar 29.04.2012 günü Batman'da polis tarafından gözaltına alındıktan sonra ölü bulundu

111-Hacı Zengin İstanbul


Polis cinayeti no: 111, kurban: Hacı Zengin, Yer:İstanbul ///// İstanbul’da, polisin attığı biber gazı kapsüllerinin kafasına isabet etmesi sonucu kaldırıldığı Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti.

110-Kamile Özbek- Adana


Adana'da, 14 Eylül 2011'de Kamile Özbek'in, evinden ayrıldıktan sonra bir daha dönmediğini ve kendisinden haber alamadıklarını söyleyen kızı, polise başvurdu.

Yapılan araştırmada Kamile Özbek’i öldürenin Fatih Yurdakonar adında görevli polis memuru olduğu ortaya çıktı. Kadının evinin tapusunu üstüne geçiren, bankadaki paralarını da alan 19 yıllık polis Fatih Yurdakonar tutuklandı

109 Ayşe Al D.Bakır


15 Şubat günü merkez Bağlar İlçesi E Tipi Cezaevi üst köşesinde polis panzerinden sıkılan tazyikli su ile yere düşüp başını kaldırıma çarpan ve beyin kanaması geçiren 75 yaşındaki Ayşe Al, yaşamını yitirdi. 15 Şubat'tan bu yana Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tedavi gören Al'ın sabah saatlerinde yaşamını yitirdiği öğrenildi.

108.Mahir Zorbey Aydın


Mahir Zorbey, 04.03.2012 günü, Aydın'da polis tarafından öldürüldü. Cinayete tepki gösteren Zorbey'in dedesi İbrahim Demirkaya, "Torunum, bilerek kasıtlı olarak vurulmuştur. Eğer polis düştüğünde tabanca ateşlenmişse, kurşun yere yakın seyrederdi. Nasıl olur da, kurşun 1 metre 75 santimetre sekip başına isabet eder. Hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.    Devamı oku..

107-Perihan Aktaş Manisa


Manisa’nın Sarıgöl ilçesinde oturan 53 yaşındaki Perihan Aktaş, evinin önünde polis tarafından öldürüldü. Aktaşı öldüren polis teslim oldu 

105-Ali Sapan ANKARA

ANKARA / 10.11.2011: Altındağ’da görevli polis memuru Veli Akpan, önce evinde eşi Yasemin Akman'ı ve kayınvalidesi Hacer Ağlayan'ı, daha sonra görev yaptığı birimdeki amiri Ali Sapan'ı tabancayla vurdu. Polis memurunun eşi ve amiri hayatını kaybederken, kayınvalidesi yaralı olarak hastaneye kaldırıldı

104-Yasemin Akpan ANK.

ANKARA / 10.11.2011: Altındağ’da görevli polis memuru Veli Akpan, önce evinde eşi Yasemin Akpan'ı ve kayınvalidesi Hacer Ağlayan'ı, daha sonra görev yaptığı birimdeki amiri Ali Sapan'ı tabancayla vurdu. Polis memurunun eşi ve amiri hayatını kaybederken, kayınvalidesi yaralı olarak hastaneye kaldırıldı

103-Yeşim Çelik -İstanbul


Yeşim Çelik: Polisin 103. Kurbanı. KÜTAHYA Dumlupınar Üniversitesi öğrencisi Yeşim Çelik (23) 20 Şubat 2011’de yeni tanıştığı İstanbul Bağcılar’da görevli polis Salih Kaya tarafından vurularak öldürüldü. Polise göre Yeşim intihar etmişti, ama yapılan incelemede polis tarafından öldürüldüğü kesinleşti

90-Çağdaş Gemik Dosyası


17 yaşında ki Çağdaş Gemik, Antalya’da bir arkadaşıyla bisikletiyle gezerlerken, gündüz vakti polisin dur ihtrına uymaığı gerekçesiyle açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. 
95-H.İbrahim Oruç D.bakır


Halil İbrahim Oruç: polisin silahından çıkan kurşunla ölen; silahın polis, failinin ise belirlenemeyen  polisin sorumlu olduğu 95. Ölüm olayıdır.  Halil İbrahim Oruç, polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti. 
96-Kazım Şeker D.Bakır


KAZIM ŞEKER: Bismil'de polis kurşunu ile öldürülen lise öğrencisi Halil İbrahim Oruç'un katillerinin bulunması talebiyle bir yürüyüş yapıldı. Polis yapılan yürüyüşe orantısız güç kullanarak saldırıya başladı.  Atılan gaz bombalarından etkilenen Kazım Şeker (60) isimli yurttaş yaşamını yitirdi.

 

100.M.Şirin Çiftçi D.Bakır


 M.Şirin Çiftçi: 2007 yılı PVSK’dan sonra failin polis olduğu 100. Ölüm olayı; Diyarbakır'ın merkez Sur İlçesi Cemal Yılmaz Mahallesi'nde, polisler, Mehmet Şirin Çiftçi (20) adlı yurttaşı kapısının önünde ateş ederek öldürdü. Dosya oku..

 

98.Metin Lokumcu / Hopa


Metin Lokumcu: Bu olay PVSK’dan sonra ki polisin sorumlu olduğu 98. Ölüm alayıdır. Metin Lokumcu polislerin vurduğu sert darbeler sonucu hayatını kaybettiği söylendi. Devamı oku..

99.Doğan Teyboğa Silopi


Doğan Teyboğa: 2007  yılında yürürlüğe giren PVSK’dan sonra polisin sorumlu olduğu 99. Ölüm olayı; Şırnak’ın Silopi İlçesi'ndeki gösteriye müdahale eden polisin kullandığı gaz bombası Doğan Teyboğa'nın ölümüne neden oldu. Devamı oku..

 

92-Volkan Polat / İstanbul


VOLKAN POLAT: 6 Nisan 2006 günü Polat, arabası ile gitmekteyken, Sivil araçla Polat’ı kovalayan polisler arkadan ateş ederek aracın lastiklerini patlatmış, ardından yanına geldikleri Polat’ı göğsünden vurarak öldürmüşlerdi.
97-Enver Turan / Hakkari


Enver Turan:15 yaşında ki Enver Turan kolluğun orantısız güç kullanması sonucu hayatını kaybetti.  23 Şubat 2010'da Hakkâri’de çıkan olaylarda, bir uzman çavuşun açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden Enver Turan’ın (15)  davası Hakkari’den Yozgat’a alındı.  
94-Tuba Korkmaz / Tunceli


TUBA KORKMAZ TUNCELİ’de polis memuru nişanlısının tabancasıyla intihar ettiği söylenen üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Tuğba Korkmaz’ın yapılan otopsisinde intihar etmediği ve cinayete kurban gittiği yönünde deliller elde edildi.  

 

91-Çiğdem Şahin / İzmir

 


ÇİĞDEM ŞAHİN: Gaziantep'ten İzmir'e geldi ve İzmir'de çevik Kuvvet'te görevli polis Anıl .K.G. ile görüştü, daha sonra görüştüğü polisin silahıyla şakağından vurulmuş halde bulundu. 

89-Özge Keyikçi / Kütahya


ÖZGE KEYİKÇİ: 17 Ekim 2009 günü,  Kütahya'nın Çavdarhisar ilçesinde bir köy düğününde polis memurunun tabancasının ateş alması sonucu Özge Keyikçi hayatını kaybetti. 

88-Sabir Yaman / İstanbul


SABİRE YAMAN: 27.07.2010 Günü, Bakırköy İstanbul Caddesi’ndeki Tacirler Menkul Değerler A.Ş.’yi silahıyla basan E.polis memuru Vedat Gemalmaz, zarar ettiğini öne sürerek sorumlu tuttuğu şube müdürü 49 yaşındaki Erol Postacı ve 29 yaşındaki Sebire Yaman’a kurşun yağdırdı.

87-Erol Postacı / İstanbul


Erol Postacı, 27.07.2010 Günü, Bakırköy İstanbul Caddesi’ndeki Tacirler Menkul Değerler A.Ş.’yi önceki gün silahıyla basan E. polis memuru Vedat Gemalmaz, zarar ettiğini öne sürerek sorumlu tuttuğu şube müdürü 49 yaşındaki Erol Postacı ve 29 yaşındaki Sebire Yaman’a kurşun yağdırdı.

85-Hüseyin Turgut Yalova


HÜSEYİN TURGUT: Yalova’da Fatih Caddesi’nde park yeri nedeniyle çıkan tartışmada Hüseyin Turgut, polis memuru Gökmen Erkmen'in silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti.  

 

84-Mustafa Uslu Tokat-Turhal

 


MUSTAFA USLU: Alkollü olduğu ileri sürülen Mustafa Uslu, Turhal’da otomobiliyle giderken trafik kontrolü yapan polisler ‘Dur’ ihtarında bulundu. ‘Dur’ ihtarına uymadığı belirtilen Uslu polisin arkadan açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti.

 

83-Er.Cemal Yalın Antalya


CEMAL YALIN: 5 Ağustos 2010 günü, PKK'nın şehit ettiği bildirilen askerin, polis kurşunuyla vurulduğu ortaya çıktı. Antalya'lı Er Cemal Yalın, polis merkezine doğru yürüken polisler tarafından öldürüldü.  

81-Fatih Cem İnci /İstanbul


FATİH CEM İNCİ: Bahçelievler'de bir arkadaşıyla birlikte yürüyen 23 yaşındaki Fatih Cem İnci kaldırımda çarptığı kutu nedeniyle üzeri kirlenince, "Böyle pisliklerle hep ben mi karşılaşırım" diye söylendi. Bu sözlerin kendisine söylendiğini sanan polis memuru Mustafa Atasoy (27) silahını çıkratıp, Fatih Cem İnci'yi kurşun yağmuruna tutarak öldürdü.

82-Gökhan Ergün Bursa-Nilüfer


Gökhan Ergün: Bursa'nın Nilüfer ilçesinde Cengiz Koç`a ait bir apartman dairesine, yangın merdiveninden giren 2 kişiye polis uyarı ateşi açtı. açılan ateşle Gökhan Ergün(24) hayatını kaybetti.

 

79-Feyzullah Ete İstanbul

FEYZULLAH ETE
: 22.Kasım.2007 tarihinde, Avcılar'da bir parkta otururken polis memuru Ali Mutlu tarafından göğsüne bir tekme vuruldu, göğsüne aldığı bu tekme sonucu hayatını kaybetti.
78- Alaettin Karadağ İstanbul


ALAETTİN KARADAĞ :Dur ihtarına uymadığı için on kurşunla öldürüldü. Kardeşi Abdullah Karadağ:"Dur ihtarı Sonucu Ölüm on kurşunla nasıl olur, cinayeti meşrulaştırmak için bunu uydurdular" dedi. 

80-İbrahim Özkaymaz Gaziantep


İBRAHİM ÖZKAYMAK: 28.08.2009 günü polis memurunun "uyarı ateşi" ateşi sonucu göğsüne isabet eden mermi sonucu hayatnı kaybetti. İbrahim Özkaymak, 2007 yılında yürülüğe giren PVSK'dan sonra polisn sorumlu olduğu 80. ölüm olayıdır.



NORVEÇ HELSİNKİ KOMİTESİ
STRATEJİK BELGELER/RAPORLAR

1992-1994 yılları arasında Cizre'de Jitem tarafından katledilenlerin davasında ,sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi.

1992/1994 yılları arasında Cizre'de işlenen 20 cinayetle ilgili Diyarbakır 6.Ağır Ceza mahkemesinde açılan Jitem davasına devam edildi. Duruşmada katledilenlerin yakınları müşteki sıfatı ile dinlendi.

Seyran BİNZET, Huhi UYKUR, Harun PADIR, Abit ÖZMEN, Emine ÖZER, Susin ADAK, Cevahir DANIŞ, Medine AYDIN, Tahir ÖZDEMİR ve Ayten DÜDÜK'ün hazır oldukları anlaşıldıktan sonra.

Duruşmada ilk olarak dinlenen Mağdur Ayten DÜDÜK " Abdulhamit DÜDÜK benim eşim olur, benim eşim ticaret amaçlı olarak Irak'a gidip gelmekteydi, ancak ne amaçlı ticaret yaptığını bilmiyorum, ölümünden önce Türkiye'ye giriş yaptığında sabah saat 10.00 sıralarında bana telefon ederek Türkiye'ye giriş yaptığını ve eve geleceğini söyledi, aynı günü akşamleyin tekrar beni telefonla aradı ve eve geleceğini söyledi, ben kendisine telefonda niçin eve gelmekte geciktiğini sordum, oda bana Cizre köprüsünde askerlerin kendisini yakaladıklarını karakola götürdüklerini üzerinde dolar olduğunu ve bu dolarları saydıktan sonra kendisini serbest bıraktıklarını söyledi, telefon ettiği sırada kendisini serbest bırakıldığı için telefon edebildiğini söyledi, ancak daha sonra bir daha kendisinden haber alamadım, eve geleceğini söylediği halde gelmedi, aradığı gecenin ertesi günü karakoldan kesin olmamakla birlikte ağabeyim Hacı Menduh'u aramışlar, ağabeyimin oğlu da bana gelerek eşim Abdulhamit DÜDÜK'ün öldüğünü haber verdi, ben eşimin nasıl ve niçin öldürüldüğünü bilmiyorum, ancak ben kaynım Hacı Nuri DÜDÜK'e eşimin ölümü ile ilgili olarak araştırma yapıyormusun diye hep sorardım, oda bana araştırıyorum ancak anladığım kadarıyla ölümünde hükümetin ve itirafçıların bir parmağı olduğunu düşündüğünü bu yüzden gücünün yetmediğini bana söylüyordu, dedi.

Katledilenlerden Ramazan Uygur'un eşi olan Huhi UYKUR ise " eşimi Kamil ATAĞ ve oğlu Temer ATAĞ ve Kukel ATAĞ öldürmüşlerdir, olay yerinde oğlum İsmet UYKUR ve kaynımın oğlu Muhammet (Mehmet) UYKUR varmışlar, ben onların bana söylemesi nedeniyle Ramazan'ı bu kişilerin öldürdüğünü bilmekteyim, şikayetçiyim davaya katılmak istiyorum dedi.

Öldürülen İzzet Padır'ın oğlu Harun PADIR ise " olay tarihinde öğle ile ikindi arasında büyük bir askeri birlik köye geldi, köylüleri köy meydanında topladılar, kimlik kontrolü yaptılar, askeri birliğin içerisinde sivil kişilerde vardı, Harun PADIR'ın kim olduğunu sordular, bunun üzerine ben, benim dedim, bana babamın nerede olduğunu sordular, bende Silopi'ye gittiğini söyledim, bu soruyu bana soran Adem YAKİN'di, ben o tarihte soruyu soran kişinin isminin Adem YAKİN olduğunu bilmiyordum, ancak bu ismi duymuştum, daha doğrusu ismini ben Bedran olarak biliyordum, ancak yaklaşık bir yıldır soruya soran kişinin Adem YAKİN isimli kişi olduğunu anladım, benim cevabım üzerine Adem YAKİN komutanına dönerek " komutanım bunu tutuklayalım babası gelene kadar, teröristlerde böyle yapıyor " dedi, daha sonra amcam Abdullah ÖZDEMİR ile beni gözaltına aldılar ve bir arabaya bindirdiler, bizimle birlikte araba hareket etti ve köyden çıktıktan yaklaşık 200 metre kadar sonra babam İzzet PADIR Silopi'den bizim gittiğimiz yönün karşısından geldi, bunun üzerine babamın içerisinde bulunduğu arabayı askerler durdurdular, ancak bizim içerisinde bulunduğumuz araç yoluna devam etti, bizi Cizre ilçe jandarma komutanlığına götürdüler, bir süre sonra babamı da ilçe jandarma komutanlığına getirdiler ve babam bize kendisini de bir panzere attıklarını ve getirdiklerini söyledi, biz o gece ben, babam, amcam Abdullah ÖZDEMİR ve Ebubekir DÖKMEN isimli bir kişi ile beraber nezarethanede kaldık, sabahleyin beni ve Ebubekir DÖKMEN'i serbest bıraktılar, ancak serbest bıraktıkları sırada gözlerimiz kapalıydı, bizi bırakan kişiye babam ile amcam Abdullah'ın nerede olduklarını sordum, o da bana sen çık daha sonra onları da bırakacağız dedi, bu sırada gözlerim kapalı olduğu için konuşan kişinin kim olduğunu bilmiyorum, bunun üzerine dışarıya çıktım ve nizamiye kapısında Ebubekir DÖKMEN ile birlikte beklemeye başladık, bizi erken bir saatte bırakmışlardı, ikimiz saat 10.00 ile 11.00 sıralarına kadar bekledik, ancak herhangi bir bilgi alamadık, içeriye girerek haklarında bilgi almak istedim, ancak askerler komutanın emri olduğundan bahisle bizi içeriye bırakmadılar, dışarıda beklerken amcam Tahir ÖZDEMİR yanıma geldi, ben amcam Tahir'e savcılığa gidelim dedim, ancak amcam ben savcılıktan geliyorum tekrar gitmemize gerek yok dedi ve ayrıca savcının kendisine " benim elimde yapabileceğim hiçbir şeyim yoktur, herşey Cemal TEMİZ'ün elindedir, ister tutuklar ister serbest bırakır " şeklinde beyanda bulunduğunu söyledi, daha sonra üçümüz birlikte ilçe jandarma komutanlığının önünde akşam saatlerine kadar bekledik, hava kararınca bizde korkmaya başladık ve oradan ayrıldık, ertesi günü sabahleyin pekçok kişi karakolun önüne geldi, ancak nizamiye kapısının önüne yalnızca ben gittim, içeriye girmek istediysem de yine nöbetçi askerler tarafından içeriye alınmadım, akşama kadar beklediysem de yine hiçbir bilgi almadım ve tekrar eve gittim, o tarihten bugüne kadar babamdan herhangi bir bilgi alamadım, bugüne kadar cesedi dahi bulunmamıştır, Biz karakola alındığımız andan itibaren gözlerimiz kapatıldığı için karakolda konuşup muhatap olduğum kişilerle ilgili olarak bilgi vermem mümkün değildir, ayrıca gözaltında tutulduğumuz süre içerisinde bizden herhangi bir imza almadılar ve herhangi bir şekilde ifademize başvurmadılar, ben niçin gözaltına alındığımızı da bilmiyorum, ayrıca bizim hiç kimse ile herhangi bir husumetimiz yoktur, ayrıca gözaltına alınma olayından sonra bize hiç kimse tarafından herhangi bir şekilde bilgi verilmedi, ancak bu olaydan iki ay kadar sonra Abdullah ÖZDEMİR'in annesi ile babam İzzet PADIR'ın annesini ilçe jandarma komutanlığından çağırdılar, daha sonra kendilerinden öğrendiğime göre bazı kağıtlara parmak basmışlar, ancak bildiğim kadarıyla kendilerinin okuma-yazmaları olmadığı için parmak bastıkları kağıtta ne yazıldığını bilmiyorlarmış, ayrıca ben biraz önce ismini vermeyi unuttum, köye gelenlerin içerisinde Abdulhekim GÜVEN'de vardı, ayrıca şunu da ilave etmek istiyorum ki anlattığım olaydan yaklaşık üç ay kadar sonra beni tekrar Cizre ilçe jandarma komutanlığına götürerek gözaltına aldılar, ben bir gece yine karakolda kaldım, karakolda kaldığım süre içerisinde babamı sordum, ancak gözüm kapalı olduğu için kimlerle muhatap olduğumu bilemiyorum, ancak bana muhatap olduğum kişi tarafından "bu iki şahsın adını bir daha ağzına alırsan, senin kelleni gövdenden alırız ve seni de o yolda göndeririz" şeklinde beyanda bulundu, daha sonra ertesi günü sabahleyin beni serbest bıraktılar, ayrıca failler kim olursa olsun sanık Cemal TEMİZÖZ'ün faillerin kim olduğunu açıklamasını istiyorum, dedi.

Cinayete kurban giden Abdullah Özdemir'in oğlu ABİT ÖZMEN ise " ben olay tarihinde 10 yaşındaydım, ancak bazı şeyleri hatırlamaktayım, o gün babamla beraber evin içerisinde oturmaktaydık, daha sonra köyümüze askerlerin gelmişler ve bütün köylüleri köy meydanında topladılar, askerler tarafından köyün etrafı sarılmıştı, babam Abdullah ÖZDEMİR ile Harun PADIR'ı tutukladılar, yanlış hatırlamıyorsam bir kişiyi daha tutuklamışlardı ancak onun kim olduğunu bilmiyorum, gelen askerlerin arasında sivil giyimli kişilerde vardı, babam ile Harun'u aldıktan sonra amcam Tahir ÖZDEMİR'e gelenlerin kim olduğunu ve tanıyıp tanımadığını sordum, amcam Tahir'de bana Cizre ilçe jandarma komutanlığından geldiklerini, aralarındaki sivil giyimli olanların Abdulhekim ile Bedran olduğunu söyledi, ben bu kişileri o zaman tanımıyordum, sonradan bu kişileri tanıdım, ancak aradan 16 yıl gibi uzun bir zaman geçtiği için şuanda duruşma salonunda bulunan Adem YAKİN ile Abdulhekim GÜVEN'in gelen o kişiler olup olmadığı konusunda teşhis yapmam mümkün değildir, benim bu olayla ilgili olarak ayrıca bildiğim ve duyduğum şey tutuklanan kişilerin Cemal TEMİZÖZ'e götürüldüğüdür, şikayetçiyim ve davaya katılmak istiyorum dedi.

Daha sonra dinlenen mağdur SUSİN EKİNLER ( ADAK ) ise öldürülen İbrahim Adak'ın eşi olduğunu söylerek " eşimin abisi Suphi ADAK inşaat mühendis idi ve eşimde onunla birlikte çalışmaktaydı, olay tarihinde Cizre ilçe merkezinde nehir kenarında bulunan İmam Hatip Lisesinin inşaatında çalışmaktaydılar, ölümünden iki gün önce eşim eve geldiğinde kendisini jitemin takip ettiğini geniş bir alandan geldiği için takip edenlerden kurtulabildiğini söyledi, bu konuşmamızdan 3-4 gün sonra eşim ortadan kayboldu, kendisini aradıysak da 45 gün bulamadık, çobanlar eşimin cesedini bulmuşlar ve kayın babama haber vermişler, daha sonra Devlet görevlileri tarafından eşimin cenazesi hastaneye getirildi, eşimin kaybolduğu dönem içerisinde Emniyet ve Kaymakamlıktan eşimi araştırdık ancak izine rastlayamadık, daha sonra cesedini hastaneden alarak mezarlığa götürüp gömdük, eşimin öldüğü tarihte 4 yıldır kendisiyle evliydik ve bir oğlumuz vardı, şikayetçiyim davaya katılmak istiyorum dedi.

MAĞDUR MEDİNE AYDIN ise Maktül Mustafa AYDIN benim eşim olur, biz köyde bulunduğumuz bir gün askerler geldiler ve bize Kürtçe ismi Seraf olan köyü terk edin dediler, bunun üzerine biz o köyü terk ederek karakola yakın olan ve Kürtçe ismi Behmur olan köye göç ettik, göç ettikten 10 gün sonra askerler köye geldiler ve Mustafa AYDIN'ı karakola davet ettiler, daha doğrusu köye gelerek eşim Mustafa AYDIN ile eşimin akrabası olan Arafat AYDIN ismindeki kişiyi sabah saatlerinde karakola götürdüler, geceleyin eve gelmediler, bunun üzerine ertesi günü kayın babam Mahmut AYDIN eşimi ve Arafat'ı sormak amacıyla karakola gitti, o tarihte karakolda görev yapan subayın ismi Cihan idi, kayın babam aynı gün tekrar eve geldi ve kaynım olan Ramazan AYDIN'a karakolda yiyecek ve içecek olmadığını ve eşim ile Arafat'a yiyecek içecekler götürmesini söyledi, bizde yiyecek ve içecek bir şeyler hazırladık ve Ramazan ve Mehmet ÖZDAL ile gönderdik, aynı gün ikindi saatlerinde Ramazan götürdüğü yiyecek ve içeceklerle beraber geri döndü, geri döndüğünde kendisine yiyecek ve içecekleri niçin getirdiğini sorduk, söz konusu yiyecek ve içecekleri vermelerine müsaade etmediklerini ayrıca Mustafa AYDIN ve Arafat AYDIN'ı karınca yuvasına oturtmuş olduklarını ve kendilerine işkence yaptıklarını ve bu durumu bizzat kendisinin gördüğünü bize söyledi, 3 gün sonra askerler tekrar köyümüze geldiler ve Mustafa'nın ayağının kırık olduğunu almamızı bize söylediler, bunun üzerine ben, kayın babam, kaynanam başta olmak üzere hep birlikte Cebbar isimli soy ismini bilmediğim ve şuanda ölmüş olan kişinin evine gittik, doğrudan Cebbar'ın evine niçin gittiğimizi şuanda bilemiyorum, her ne kadar biraz önce askerlerin köye geldiklerini ve Mustafa'nın ayağının kırık olduğunu ve almamızı bize söylediklerini söylemiş isem de, bize haber getiren ve Mustafa'nın ayağının kırık olduğunu söyleyen kişi Habip idi, Habip aslında Mustafa'nın ölmüş olduğunu ve Cebbar'ın evinde olduğunu biliyormuş, ancak bize bunu baştan söylemedi, biz daha sonra Cebbar'ın evine gittiğimizde eşim Mustafa AYDIN'ın ölmüş olduğunu gördük, benim kocam işkence ile öldürülmüştü ve Cemal yüzbaşı tarafından herkesin gözü önünde öldürülmüştür ve cesedi Cebbar'a almasını söylemesi üzerine ceset Cebbar tarafından işkencenin yapıldığı yerden alınarak evine götürülmüş, ayrıca işkence yapıldığı sırada Cebbar'da oradaymış, ayrıca Ramazan AYDIN ile yiyecek içecek gönderdikten sonra Ramazan geri döndüğünde işkence yerinde Bedran, Hakim ve Hıdır'ın işkence yapan kişiler olduğunu bize söyledi, ben eşimin rapor aldırılmak üzere mezardan çıkartılan kemiklerini de istemekteyim, şikayetçiyim dedi.

Yine öldürülenlerden İbrahim Danış'ın kardeşi CEVAHİR AYAS ise " kendisi öldüğü tarihte 2 yıllık evliydi, ancak çocuğu yoktu, ben olay yerinde değildim, Akçay köyünde oturmaktaydım, kardeşim İbrahim DANIŞ Cizre'de bir inşaatta çalışmaktaydı, annemden ve kardeşimden duyduğuma göre kardeşim İbrahim DANIŞ'ı yakalamışlar ve Cizre ilçe jandarma komutanlığına götürüp 2 gün burada tutmuşlar, üçüncü günü sabahleyin annem keçisine yem vermek için gittiğinde kardeşim İbrahim DANIŞ'ı elleri arkadan bağlı bir şekilde eve getirmişler ve evde arama yapmışlar, daha sonra ise İbrahim DANIŞ'ı geri götürmüşler, götürdükleri aynı gün bir sığınakta kardeşim İbrahim altına bomba konulmak suretiyle öldürülmüş, annem peşinden gitmedi ancak daha sonra öldürülüğü sığınağın bulunduğu yere gittiğinde kardeşim İbrahim'in ceketinden bir parçayı görmüş ve daha sonra hemen eve geri dönmüş, benim kardeşim öldükten sonra altında iki tane mayın patlatılmış, şikayetçiyim davaya katılmak istiyorum"dedi.

Mağdurların dinlenmesinden sonra sanık müdafileri mahkemenin görevsizliği yönündeki daha önce reddedilen itirazlarını yineleyerek, dosyanın bir suretinin Askeri yargıtay Başsavcılığına gönderilmesine ve Uyuşmazlık Mahkemesinden karar alınmasını talep ettiler.

Katılan vekilleri ise bu talebe cevap vermek için süre talebinde bulunduktan sonra, dosyada 20 cinayet yargılama konusu olduğunu, ancak suça iştirak halinin tüm sanıklar yönünden net bir şekilde tarif edilmediğini, soruşturma ve kovuşturma sırasından bazı sanıkları yönünden iştirak halinin halinin net olarak ortaya çıktığını, bu konuda haklarında iddianamede suçlama olmaması nedeniyle ek savunma verilmesini talep ettiler.

sanık vekillerinin tahliye taleplerinin ardından , sanıkların tutukluluk halinin devamına, duruşmaya gelmeyen mağdurları beyanlarının alınması için talimat yazılmasına , Tanık Mehmet Nuri BİNZET'in halen hükmen tutuklu bulunduğu cezaevinden Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine naklinin istenilmesine ve nakledildiğinde tanık olarak dinlenilmek üzere mahkememizde hazır edilmesinin istenilmesine ve diğer eksikliklerin tamamlanması için 21 maddelik ara kararı açıklayan mahkeme duruşmayı 2 Nisan 2010 tarihine bıraktı.

 



3373 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
POLİSE DUYURU

Case of Baran Tursun
Polis Kurşunu Ölümleri Facebook hesabı
BARAN TURSUN VAKFINA ÜYELİK
AİHM Kararları
Baran Tursun vakfına ÜYELİK
Tuncay Cüzdan'ın babası-ANTAKYA Uluslararası Baran Tursun Vakfında

Tuncay Cüzdan-Antakya

A.Rahman sözen'in annesi-İZMİR Uluslararası Baran Tursun Vakfında

A.Rahman Sözen-İzmir

Selami Atalay, ömürboyu felçli- İZMİR - Uluslararsı Baran Tursun Vakfında

Enes Ata'nın babası DİYARBAKIR - Uluslararası Baran Tursun Vakfında

3.Yılında Baran Tursun'u anarken

Ahmet Çakır'ın ağbisi-İZMİR Uluslararası Baran Tursun Vakfında

Ahmet Çakır-İzmir

Mehmet Tursun Halk tv'de

Mehmet Tursun-Baransav

Aydın Erdem'in ağbisi - DİYARBAKIR Uluslararası Baran Tursun Vakfında

Aytekin Arnavutoğlu -İSTANBUL- Uluslararası Baran Tursun Vakfında

Aytekin Arnavutoğlu-İst

Çağdaş Gemik'in babası-Antalya Uluslararası Baran Tursun Vakfında

Çağdaş Gemik - Antalya

Feyzullah Ete'nin ağbisi-İSTANBUL Uluslararası Baran Tursun Vakfında

Feyzullah Ete-İstanbul

Soner Cankal'ın babası-ANKARA- Uluslararası Baran Tursun Vakfında

  Soner Cankal-Ankara

Çağdaş Gemik'in kuzeni -ANTALYA Uluslararası Baran Tursun Vakfında

 Çağdaş Gemik Antalya

Yasin Kırbaş'ın babası - İSTANBUL Uluslararası Baran Tursun Vakfında

Yasin Kırbaş-iST

Emrah Gezer'in babası-ANKARA Uluslararası Baran Tursun Vakfıında

Emrah Gezer-Ankara

Didim'de öldürülen Ali Demir'in babası Mehmet Demir, Mehmet Tursun'la görüştü

Baran Tursun V. ECHR

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER

Baran Tursun insani yardım vakfı başkanı Mehmet Tursun, Birleşmiş Milletler temsilcileriyle, "Yargısız İnfazları" konuştu

 

Baran Tursun davası AİHM'de

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER

UCM ÜYESİDİR

125-Kenan Kapısız Uşak

 24.11.2012 günü Uşak'ta polis memurları ile vatandaşlar arasında çıkan arbedede polisin silahından çıkan kurşunla başından vurularak öldürüldü. 28 yaşındaki Kenan Kapısız 4 çocuk babasıydı. Devamı oku...

Baran Tursun vakfı Logosu


116-Yusuf Yılan - Erzurum


Erzurum'un Karayazı İlçesi'nde oturan ve ayakkabı boyacılığı yapan 9 yaşındaki Yusuf Yılan, Cumhuriyet Caddesi'nde karşıdan karşıya geçerken Akrep tipi polis aracın çarpmıştı. Yılan, kaldırıldığı Erzurum Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Görgü tanıklarına göre, zırhlı arac, Yusuf Yılan'ın göğsü ve kafasının üzerinden geçtiğini belirti.

75-Ahmet Cömert Kocaeli-Darıca


Ahmet Cömert:2009 KOCAELİ'nin Darıca İlçesi'nde gözaltına alınan 23 yaşındaki Ahmet Cömert, polis merkezinin nezarethanesinde ölü bulundu. Baba Durmuş Cömert, oğlunun intihar edecek biri olmadığını söyledi.


77-Serkan Çedik Bursa


SERKAN ÇEDİK: Bursa Emniyet Müdürlüğü’nün Acemler semtindeki nezarethanesinde gözaltında tutulan 25 yaşındaki Serkan Çedik bilinmeyen bir nedenle fenalaşarak öldü. Sekan'ın annesi:"Oğlumu gözaltına aldılar, sapasağlam karakola götürdüler, karakolda ölüsü çıktı" dedi


78-Murat Konuş İstanbul


Murat Konuş:  7 Ocak 2010 tarihinde gözaltına alınan Murat Konuş'un, bir süre sonra rahatsızlanarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği, Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca hazırlanan otopsi raporunda Konuş'un “künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması” sonucu öldüğünün bildirildiği anlatılıyor.
84-A.Rahman Sözen/İzmir


İzmir Gümüşpala Polis karakolu nezarethanesinde polisin silahıyla vurularak öldürülen A.Rahman Sözen’nin annesi ve ablası Uluslararası Baran Tursun vakfına geldiler.  Karakolun güvenlik kameraları kayıt yapmadığından, olayın oluş şekli polisierin ifadelerine dayandırıldı ve takipsizlik kararı verildi. Dava AİHM'e taşındı Video izle…

74-Ahmet Akbaş / İstanbul


Ahmet AKBAŞ: 01.08.2009 günü Esenler polis karakolunda ölü bulundu. Ahmat Akbaş'ın yakını Ergin Akbaş: "Olayın üzerinde uzun zaman geçmesine rağmen savcı olay yerine geç geldi. Doktorlar gelmemiş müdahale etmemişler" iddiasında bulundu.

 

 


 

102-Willem Tyas Antalya

WİLLEM TYAS /1 Ekim 2011 günü Antalya'nın Manavgat ilçesinde çevreye verdiği rahatsızlık nedeniyle şikayet üzerine ifadesi alınmak için polis merkezine getirildikten sonra ölüm olayı meydana geldi. Fenalaştığı iddia edilen 64 yaşındaki İngiliz Willem Tyas hayatını kaybetti.  

85-Er.Osman Aslı /İstanbul


Osman Aslı:  İstanbul Firuzköy polis karakolunda ölü bulunan Er.Osman aslı’nın babası Uluslararası Baran Tursun Vakfına mektup gönderdi. Osman Aslı'nın ayakkabı bağcıklarıyla kendini astığı iddia edildi. Karakolun güvenlik kameraları kayıt yapmadığı için olayın oluş şekli polislerin ifadelerine dayandırıldı. Video izle…

72-Ahmet Laçin / İstanbul


AHMET LAÇİN: Tornacı 23 yaşında ki Ahmet Laçin 12 Ekim  2008 günü Bağcılar’da gözaltına alındı ve Bağcılar polis karakoluna götürüldü. Akrabaları, Ahmetin dövüldüğünü ve kaldırıldığı hastanede öldüğünü idda ettiler.

 


76-Resul İlçin Şırnak-İdil


RESUL İLÇİN: 22/10/2009 günü Şırnak'ın İdil İlçesi'nde polisler tarafından götürüldüğü karakolda yaşamını yitiren 52 yaşındaki Resul İlçin'in yapılan otopsisinde kafasında ve vücudunun çeşitli yerlerinde darp izi olduğu ortaya çıktı.  

 

Baran Tursun vakfından

93-Özcan Kurtuluş / İzmir


ÖZCAN KURTULUŞ: İzmir Şirinyer polis karakolunda ölü bulundu. Polisin kendisini aradığını söyleyen abla Sitem Duyar da:  "Kardeşim Özcan Kurtuluş'un avukat görüşme odasında kendini astığını söylüyorlar, kardeşimin avukat görüşme odasında ne aradığı konusunda kimse bize açıklamada bulunmuyor"

Karakollarda ki ölümler

Kimsesiz çocuklar

Kimsesiz çocuk:"Polisler bizi döve döve Belgrad Ormanı’na bırakıyorlardı" dedi. Devamla:" Yardıma gelmeselerdi tecavüze uğruyordum...”, “Bakırköy Çocuk Yurdu’nda bir arkadaşımızın makatına sopa soktular...”, “Umut Çocukları Derneği yöneticileri bizim sayemizde zengin oldular...”, “Dernek Başkanı Ferhat Şahin, hepimizi sıraya sokarak, falakadan geçirdi...”, “Polisler bizi ekip arabalarına bindirip döve döve Belgrad Ormanı’na bırakıyorlardı....Devamı oku..

101-Hamedu Loufa Sayıd /Mersin

 


Hamedu Loufa Sayıd/ MERSİN:2007 yılında yürürlüğe giren PVSK’dan sonra, failin polis olduğu 101. Ölüm olayı. 29.07.2011 tarihinde Mersin'de Yumuk tepe polis karakolunda ölü bulundu. Dosya oku.. 

Sosyal paylaşım sitemiz


Baran Tursun vakfına ödül

120-Cem Aygün / Ankara

 Cem Aygün-Ankara: Ankara Keçiören İncirli’de 22 yaşındaki Cem Aygün “dur” ihtarına uymadığı iddasıyla polisler tarafından öldürüldü. 1 ay önce cezaevi'nden çıkan gencin ölümüne ilişkin emniyetin aileye verdiği bilgiler ise çelişkilerle dolu. Baba Celal Aygün:"Oğlum Cem Aygün öldürüldükten 8 saat sonra bize haber verildi" dedi 30.08.2012