HABER MERKEZİ - Tarih 20 Ağustos 2007. Yer Beyoğlu. Polis tutanağına göre "zenci" ya da "siyahi vatandaş" Festus, gözaltına alındı. Gözaltına alındıktan bir kaç saat sonra tutulduğu karakoldan cesedi çıktı. Ölümü ile ilgili açılan davada ne karakol kamera kayıtları ne de Festus'un elbiseleri bulunabildi. Elindeki tek delil, Festus'u öldürmekten yargılanan polisin hazırladığı tutanak olan Mahkeme, Çağdaş Hukukçuların yaptığı müdahillik başvurusunu da reddetti. Tam üç yıldır süren dava yazışmalardan öteye geçemedi.
Davadan umudunu kesen İHOP adına Avukat Hüsnü Öndül, bir gözlem raporu hazırladı. Öndül'e göre, Festus sadece teninin renginden kaynaklı olarak işkenceye maruz kalmış ve öldürülmüştü. Davayı aydınlatacak hiçbir delil bulanamamıştı. Polis kamera kayıtlarını, hastane Festus'un elbiselerini vermemiş, Mahkeme Festus'u savunmak isteyen avukatları reddetmiş, Adalet Bakanlığı Festus'un kimlik bilgileri ile ilgili yazıya 3,5 yıl boyunca yanıt vermemişti. Böylece Festus'un ölümü "el birliğiyle" sümen altı edilmişti. Çünkü Festus zenciydi! Öndül'e göre "bu dava siyah, zenci ve doğuluların bazı polislerce nasıl potansiyel suçlu olarak görüldüğünü" gösteriyordu.
Festus Okey, zenci, siyah tenli ya da siyahiydi... O gün arkadaşıyla beraber Beyoğlu'nda yürüyordu. Polisler onu durdurup, pasaport kontrolü yaptı. Hiçbir gerekçe göstermeden, gözaltına aldı. Beyoğlu Polis Karakolu'na getirilen Festus, bir kaç saat sonra karakolda öldürüldü. Vücuduna kurşun isabet edilen Festus, Taksim İlkyardım Hastanesi'ne kaldırıldı. Ameliyattayken, yaşamını kaybetti.
Festus, nasıl öldürüldü, karakolda o gün neler yaşandı? Tüm bu soruların yanıtlarını vermeye yardımcı olacak hiçbir delil bulanamadı. Kamera kayıtları hatta Festus'un elbiseleri dahi bulunamadı. Mahkemenin elindeki tek delil, şüpheli polis memuru Cengiz Yıldız'ın hazırladığı tutanaktı. Bu tutanak da çelişkiler doluydu. Davayı başından beri izlemeye alan İHOP, Festus'un ölümüyle ilgili rapor hazırladı. Avukat Hüsnü Öndül'ün hazırladığı rapor, Festus davasının nasıl da sümenaltı edildiğini gözler önüne serdi. İşte o rapor:
POLİSİN TUTANAĞI...
Festus, 20 Ağustos 2007 tarihinde saat 18:00'de gözaltına alındı. Polis tutanağı ise Cengiz Yıldız tarafından hazırlandı, saat 01:00'de... Tutanağa göre, Festus karakola getirildikten sonra Cengiz Yıldız üst aramasını yaptı. Daha sonra Festus'a soyunmasını söyledi. Çırılçıplak kalan Festus'un apışarasında 13 adet taş diye tabir edilen kokain çıktı. Yıldız, Festus'a giyinmesini söyledi. Bu sırada Festus, Cengiz Yıldız'ın tabancasını almaya çalıştı. Boğuşma sırasında silah patladı! O kurşun, Festus'un vücuduna isabet etti. Hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı.
ADLİ TIP KURUMU RAPORU
Festus'un otopsi raporunda ise silah atışı bitişik atış mesafesi dışından yapılmıştı. Adli Tıp Kurumu raporuna göre, Festus Okey’in ölüm sebebi, “ateşli silahtan çıkan mermi sonucu yaralanmadan kaynaklanan iç kanama”ydı. Vücudunda alkol ve uyuşturucuya rastlanmamıştı, vücuduna bir adet merm çekirdeği isabet etmiş ve çıkmıştı. Atış mesafesinin tayin edilebilmesi için atışın elbiseli bölgeye isabet ettiği anlaşıldığından Festus Okey’in üzerindeki giysinin incelenmesi gerekmekteydi. Ancak Festus'un giysileri bir türlü bulunamadı.
YİNE KAMERA YOK!
Okey'in gözaltına alındığı ilçe emniyet müdürlüğünün nezarethanesi tadilat gördüğünden, kamera yoktu! Asayiş Büro Amirliğinin ek hizmet binasında bulunan bir adet kamera ile amirliğin giriş kapısı ve merdivenleri izleniyordu. Ancak bağlı olduğu bilgisayarın yeterli hafızası olmadığından kaydın yapılamadığı rapor edildi. Nezarette tadilat yapıldığı için nezaret olarak kullanılan bölümde ise bir adet faal olmayan kamera bulunuyordu. Dolayısıyla kamera kayıtları da yoktu. Gözaltında yapılan muamelenin(arama işlemi) insan onuruna aykırı olduğu, bu haliyle işkence ve aşağılayıcı, onur kırıcı muamele yasağına aykırılık oluşturuyordu.
ATIŞ ARTIĞI DA YOK
Hem Festus'u öldürme suçundan yargılanan şüpheli polisin hem de Festus'un el swap numuneleri üzerinde atış artıklarına rastlanmadı.
ÜZERİNDE SİLAH NİYE VARDI
Öndül, raporunda, şüpheli polis memuru Cengiz Yıldız’ın kusurlu davranışlarına dikkat çekiyor. Polis Cengiz'in üzerinde Festus'u ararken neden silah vardı. Hatta bu silah neden namluya sürülmüştü. Aramada yer alan ikinci polis, neden dışarıya çıkarılmıştı. Cengiz, diğer polisi çağırırken neden Festus'a sırtını dönmüştü. Öndül'e göre, Cengiz'in bu hareketi kusurluydu ve "bu kusurlu davranışları sergilememiş olsaydı bu netice(ölüm neticesi) oluşmayacaktı".
TUTANAKTA ZENCİ!
Festus'un yakalama ve gözaltına alınması ile ilgili tutanak düzenlenmemişti. Soruşturmaya sunulan tutanak, Festus 18:00'de gözaltına alınmasına karşın, Festus'un ölümünün ardından gece 01:00'de düzenlenmişti ve tutanak, Festus'u öldürdüğü ileri sürülen polis memuru Cengiz Yıldız'ın imzasını taşıyordu. Tutanakta, Festus için "zenci", "siyahi şahıs" ifadeleri yer almıştı.
GÖMLEK HASTANEDE KAYBOLDU
Adli Tıp Raporuna göre Festus Okey bitişik olmayan yani şüphelinin anlattığının tersine boğuşma anının gerektirdiği pozisyon dışındaki bir mesafeden yapılan ateş sonucu ölmüştü. Ancak atış mesafesinin saptanabilmesi için Festus'un gömleğinin bulunması gerekiyordu. Gömlek bulunamamıştı. Suç delili karartılmıştı. Taksim İlk Yardım Hastanesi ve Beyoğlu Karakolu görevlileri, başka bir anlatımla kamu görevlileri cinayet ile ilgili delilleri yok etmişlerdi. Bu personelle ilgili açılan soruşturmada ise Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararı verdi.
AVUKATLARA RET
Festus'un ölüm davası Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. İşte 3 yılda yapılanlar:
1. Celse 14. 02. 2008
: Beyoğlu asayiş büroya o tarihte onarım olup olmadığı, yol izin belgesi eklenerek böyle bir Nijerya vatandaşı bulunup bulunmadığının sorulması için interpol daire başkanlığına yazı yazılmasına karar verildi.
2. Celse 13. 05. 2008
: İnterpol'den iade edilen kimlik bilgilerinin doğru olup olmadığının Nijerya'ya sorulması için ABUHDİGM’ne yazı yazılmasına karar verildi.
3. Celse 11. 09. 2008-
Ölenin kimlik bilgilerinin tespiti ve nüfus kaydının temini için yazılan yazı cevabının beklenmesine karar verildi.
4. Celse 16. 12. 2008-
: İnterpol'den iade edilen kimlik bilgilerinin doğru olup olmadığının Nijerya'ya sorulması için ABUHDİGM’ne yeniden yazı yazılmasına karar verildi.
5. Celse 07. 04. 2009-
Maktulün kimliği için ABUHDİGM’ne yazılan yazı cevabının beklenmesine karar verildi.
6. Celse 09. 07. 2009-
maktulün kimliği için ABUHDİGM’ne yazılan yazı cevabının beklenmesine karar verildi.
7. Celse 29. 09. 2009-
Ölenin nüfus kaydının diplomatik yoldan temini için Adalet Bakanlığı’na yazılan yazının cevabının beklenmesine karar verildi.
8. Celse 29. 12. 2009-
AB yazılan yazı cevabının beklenmesine karar verildi.
9. Celse 01. 04. 2010-
Yazının akıbetinin beklenmesine karar verildi.
10. Celse 29. 06. 2010-
Yazının akıbetinin sorulmasına karar verildi.
11. Celse 04. 11. 2010-
Müdahale taleplerinin reddine karar verildi.
12. Celse 27. 01. 2011-
Adalet Bakanlığı'na yazılan yazının akıbetinin sorulmasına karar verildi. “
13. Celse 26. 04. 2011
- İstanbul ve Ankara baroları ile TİHV, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Göçmen Dayanışma Ağı, ÇHD ve Yeryüzüne Özgürlük Derneği adına şikâyet ve davaya müdahil olma dilekçeleri verdi.
DAVA NASIL KİLİTLENDİ
Beyoğlu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Festus Okey’in kimlik bilgileri için ilki 13. 05. 2008 ve ikincisi 16. 12. 2008 olmak üzere iki kez Adalet bakanlığı’na yazı yazmıştır. Beş celse sonra ki yaklaşık 18 ay sonra 29. 06. 2010 tarihinde yazının akıbetinin Adalet Bakanlığından sorulmasına karar vermişti. Bu yazıdan altı ay sonra 27. 01. 2011 tarihinde yeniden Adalet Bakanlığından yazının akıbetinin sorulmasına karar verilmiştir. Adalet Bakanlığı bu yazıya üç yıl sonra yanıt verdi ve istemin Dışişleri Bakanlığına iletildiğini bildirdi. Festus Okey’in ailesi Festus’un cenazesini almak üzere Türkiye’ye gelmişti. Ailesinin nüfus bilgileri-pasaport işlemleri nedeniyle- Türkiye Cumhuriyeti’nde bulunuyorlardı. Üç buçuk yıl boyunca kimlik bilgileri konusunda yargılama kilitlenmişti. Üç buçuk yıldır yargı faaliyetinin esasıyla ilgili bir konuda görevini yapmayan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmaması ve inceleme ve soruşturma başlatılmaması düşündürücüydü.
SONUÇ: FESTUS ZENCİ OLDUĞU İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ
Öndül'ün raporun sonuç bölümüne ilişkin değerlendirmeleri ise dikkat çekici:
•
Soruşturma aşamasında, işkence ve onur kırıcı,aşağılayıcı muamele yasağı ve kişi
özgürlüğü ve güvenliği hakkını ihlal eden keyfi durdurma, kimlik sorma, yakalama ve
gözaltı işlemleri insan hakları ihlalleridir.
•
Bu hukuka aykırı işlemlerin Festus ve arkadaşının teninin renginden kaynaklı olarak
yapılmış olması ırk ayrımcılığı konusunun önemine ayrıca dikkat çekmeyi
gerektirmektedir.
•
Festus Okey’in yaşam hakkı ihlal edilmiştir.
•
Yaşam hakkını ihlal eden eylemi gerçekleştiren polis memuru, idari makamlar
tarafından, “nezarethanede tamirat/tadilat yapılması, kamera bulunmaması, bulunan
kameraların arızalı oluşu, kamera kayıtlarını kaydeden bilgisayarın hafızasının yeterli
olmaması” gerekçeleri ile korunmuştur. Bu koruma, Taksim hastanesine kadar
uzanmıştır. Adli Tıp Kurumu bitişik atış olmayan bir mesafeden atış yapıldığını
belirlemiştir. Ancak bu durumu kesin saptamaya yaracak olan kurşunun delip geçtiği
Festus’un gömleği Adli Tıp kurumuna teslim edilmemiştir. Bu girişimler adil yargılamayı
olumsuz yönde etkileyen gelişmeler olmuştur.
•
Festus Okey davası, adil yargılanma hakkı bağlamında hakkaniyete uygun bir şekilde en
kısa bir zamanda sonuçlanmalıdır.
•
Etkili başvuru hakkı bağlamında davanın esasıyla ilgili somut gelişmelerin
gerçekleşmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu bağlamda yargısal süreçlerin işlemesi ve
adaletin tecellisi için Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı sorumluluklarının gereklerini
yerine getirmelidir.
•
Davaya insan hakları alanında çalışan örgütlerin, hukukçu örgütlerinin, barolarının ve
gerçek ve tüzel kişilerin katılımına imkân sağlanmalıdır. Gerekirse yasa değişiklikleri
gerçekleştirilmelidir.
ANF NEWS AGENCY